LGS Sonucları

Ergenlik döneminde TEOG sınavı nasıl yönetilmeli?



1 milyondan fazla 8. sınıf öğrencisi, iyi bir liseye girebilmek için Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) kapsamında, 26-27 Nisan tarihlerinde yapılan ortak sınavlarda ter döktüler. Böylesine önemli bir sınav deneyimini, çocukların; ergenlik döneminin başı gibi dikkate değer bir zamanda yaşamaktadırlar.

Çocukların kendilerini başarısız hissetmesine neden olacak söz ve davranışlar, onlarda "son bulmuşluk" hissi uyandırabilir. Çocuğunuzun yetişkinliğine de taşıyacağı psikolojik problemler yaşamaması için bu uyarıları mutlaka dikkate alın:

Güvendiğinizi Hissettirin

- Çocuğunuzun bu dönemde, sadece ortaokuldan liseye değil; çocukluktan gençliğe de geçiş yaptığını unutmayın. Bu iki geçiş süreci de oldukça sabır ve anlayış gerektirir.

- Yaşanan kaygı ve heyecandan dolayı çocuklar sınavı bir hedef olarak düşünürler. Hedef gibi düşünmelerinde bir sakınca yoktur, ancak bu hedefte "beklenen" başarıya ulaşamadıklarında çocukta oluşabilecek "son bulmuşluk" hissi oldukça risklidir. Ergen, bu duyguyu içselleştirip tüm hayatına yayabilir. Sınav sonuçlarının dünyanın sonu olmadığını, alacağı her sonuçta yanında olacağınızı sık sık hissettirin.

- Daima çocuğunuzun emek göstermesindeki kıymete vurgu yapın, bunu yaparken de şefkatinizi göstermeye devam edin. Çocuk kendisini ne kadar güvende hissederse, kendisine olan güveni de o derecede gelişir. Bu güven duygusu, ona her sınavı başarıyla atlatabileceği hissini aşılar.

Başarının Anahtarı: Sevgi

- Öğrencinin kendisini iyi hissetmesi, önceliğiniz olması gereken hususlardandır. Çünkü moral ve inanç ne kadar yüksek olursa, çocukların yalnızca sınava yönelik motivasyonu değil, sınav sonrası süreci duygusal anlamda yönetme gücü de daha yüksek olur.

- Genelde gözden kaçırılan bir başka husus da şudur: Çocukların oynadıkları bilgisayar oyunları, izledikleri televizyon dizileri ve haber programları ne yazık ki daha çok sevgisizlik ve şiddet vurgusu içermektedir. Bu yayınları kontrolsüz seyreden çocuğun alacağı mesajlar, zihninde bir karmaşaya, ümitsizliğe ve tükenmişliğe neden olabilir. Onlara her zaman dünyanın güzel taraflarını, umudun önemini anlatmak gerekir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki hayata bakışı umutlu olan çocuklar, yaşamının her anında daha güçlüdür. Bu tür merkezi sınav anları da güçlü olacağı bu zamanlardan sadece biridir.

Çocuğunuzun Aynası Sizsiniz

- Çocuğunuzla konuşurken tek konunuz sınav olmasın. Ona, sevdiği etkinlikleri gerçekleştirebileceği alanlar açın, birlikte nitelikli vakit geçirmeye özen gösterin.

- Yaşam tecrübelerinizden örneklerle iyi bir insan olmanın değerini anlatın. İnsanın dünyayı güzelleştirmek gibi nihai bir amacı olduğunu hatırlatın. Böyle biri olmak için; gireceği sınavların birer ölçüt olmadığını, sınavlardaki başarısı ile iyi insan olmak arasında bir paralellik bulunmadığını gösterin.

- Çocuğunuz kendine has yetenekleri ile özeldir. Kabiliyetlerini geliştirmesi için sizin desteğiniz ve takdiriniz çok önemli. Spor, müzik ya da sanatın herhangi bir dalında üretim yapan, başarılı olan ve kendisine güvenen çocuklar, sınav sonrası başarı ile de başarısızlık ile de daha rasyonel bir biçimde baş ediyorlar.

- Anne ve babanın ortak bir dil ve yaklaşım içerisinde olması, çocuğun kendisini rahat hissetmesi için çok önemlidir. Çocuğunuz, ona güvendiğinizi daima duyumsamak ister. Kendi telaş ve endişenizi onlara yansıtmamaya dikkat edin, unutmayın sizler onların aynasısınız.

Unutmayın:

Sınavlar geçecektir; fakat sizin çocuğunuza gösterdiğiniz sevgi, saygı ve güven bir ömür onunla kalacaktır.

NUN Okullarında Kendini Bilmek Öncelenir

2014 yılında kurulan NUN Okulları, akademik başarı kaygısı, rekabet duygusu ve stresin çocuklar üzerindeki olumsuz etkisini oldukça önemsiyor. Bunları en aza indirmek için, her bir öğrencinin kendine has yeteneklerini keşfetmesini ve geliştirmesini önceliyor. Kitabi bilgiyi edinmenin yanında hayat becerilerini de geliştirmiş, 21. yüzyılın vizyon sahibi, şahsiyetli gençlerini yetiştirmeyi amaçlıyor: Zilsiz okul uygulaması, öğrencilerin kendi zaman planlamalarını yaptıkları ödev sistemi gibi özgün çalışmalarla, çocuklara zaman yönetimi ve önceliklerini belirleme gibi hayat becerilerini kazandırıyor. Öğrencilerin kendilerini tanımalarını ve yönetmelerini eğitimin öncelikli gayesi olarak görüyor. NUN Okulları, İngilizce ve Arapça gibi yabancı dillerin eğitimini ciddiye alırken, merkeze anadil eğitimini konumlandırdığını vurguluyor. Anadil gelişimi güçlü olmayan bireylerin, farklı dillere ve kültürlere nüfuzunun da sağlıklı olmayacağına inanıyor. Öğrencilerinin okuma, yazma ve konuşma bağlamında Türkçeye hakim olmaları ve dili doğru kullanmaları için bir anadil eğitim modeli üzerinde çalışıyor.

NUN Okullarında keşif vurgusu dikkat çekiyor. Örneğin, öğretmenleri öğrencilere; "Kitap okumalısınız." demiyor, fakat farklı etkinliklerle ve çekici hale getirdikleri zengin kütüphane ortamıyla kitap okumanın lezzetini tattırıyor. Öğrencilere bilgiyi aktarmak yerine, onların bilginin peşine düşmeleri için merak duygularını harekete geçiriyor... Bu "keşfetme ve edinme" şevkine, sorgulayan bir zihin ile eleştirel bir bakış da ekleniyor. Çocuklar, önce kendi değerlerini sonra da beynelmilel değerleri tanıyorlar. Açık zihinli, öğrenmeye meraklı ve araştırmaya sürekli teşvik edilen öğrenciler için TEOG benzeri çoktan seçmeli merkezi sınavlar artık bir endişe unsuru değil, öğrenme sürecinin bir parçası oluyor. Çok yönlü olarak kendini tanıma imkanı bulan ve yönetmeyi öğrenen gençler sınav kaygısını da kolaylıkla yönetiyor.