Bu yıl sınavla öğrenci alacak okullara girişte uygulanacak Liselere Giriş Sınavı’na (LGS) yaklaşık bir ay kaldı. İlk defa uygulanacak sistemle ilgili birçok belirsizliğin olması öğrencilerde kaygı ve stresin artmasına neden oluyor. “Neye, nasıl çalışsam; hangi liseye kaç puanla girsem” diye düşünen öğrenciler için bu dönemde stresle başa çıkma yolları arasında, “konuyu öğrenmek, ders çalışma süresini kısaltmamak, hedefleri hatırlamak ve aile desteği” sayabiliriz.
Her türlü başarının, kişinin kendilik algısını etkilediği günümüzde sınavlar çok daha büyük anlamlara sahip olmaya başladı. Sınavda başarılı olmak ne yazık ki, kişinin benlik algısının olumlanması için olmazsa olmaz haline geldi. Çocuklarımız bu benlik algısı savaşına çok küçük yaşlarda giriyor ve bundan başarılı çıkmak adına çok büyük çabalar sarf ediyorlar. Liselere giriş sınavı da bunlardan biri. Bu sınav gerek ebeveynlerce, gerekse çocuklarca oldukça stresli bir süreç haline getiriliyor. Sınav sisteminin belirsizliği ve okulların ‘nitelik’ sınıflandırılması konusundaki değişiklikler bu stresi arttırıcı rol oynuyor. Stres ve belirsizlik kaygısı hedeflenen ve arzulanan başarıya ulaşma noktasında büyük engel yaratıyor. Stresle başa çıkma stratejilerinin geliştirilmesi gerek çocuk gerekse ebeveyn için bu zorlu dönemin daha kolay atlatılmasını sağlayacaktır.
ÖĞRENCİLERİN KAFASINDAKİ SORU: NEYE, NASIL ÇALIŞSAM?Çocuklar sınavdaki değişikliklerden yaşadıkları belirsizlik kaygısıyla oldukça zor bir dönemden geçiyorlar. Neye, nasıl çalışacaklarını, hangi puanla hangi okula girebileceklerini bilmeyen öğrenciler büyük bir kaygıyla başa çıkmak zorunda kalmış durumdalar. Bu noktada kaygı çoğu zaman ders çalışmaktan vazgeçme ve umutsuzluk olarak kendini gösteriyor. Bu dönemde özellikle her şeyden uzaklaşma isteğinin ve ihtiyacının doğması oldukça muhtemeldir. Özellikle sınav sorularının nasıl olacağı konusunda belirsizlik olması çocukların hangi konuya nasıl çalışacağı sorununu da beraberinde getiriyor. Bu noktada çocukların dikkate etmesi gereken en önemli nokta bu değişikliğin ve getirdiği belirsizliğin kolektif olarak yaşandığı gerçeğidir. İşte bu noktada yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:
KONUYU ÖĞRENEN HEM SINAVDA HEM LİSEDE BAŞARILI OLUR- Sınavda sorulacak soruların niteliği ve zorluk derecesi tüm öğrenciler için belirsiz olduğu için “neye çalışacağım” kaygısının düşürdüğü boşluktan çıkmak adına “nasıl çalışmalıyım, bu kaygıyla nasıl başa çıkmalıyım”a eğilmek daha faydalı olacaktır.
- Sınavda başarılı olmak, maksimum doğru yaparak alınabilecek en yüksek puanı almak anlamına geldiği için şu an sorulacak soruların kapsamı ve zorluk derecesinin bilinmiyor oluşu “neye, nasıl çalışacağız” kaygısının doğmasına neden oluyor. Fakat sınava hazırlanırken benzer soruları çözerek maksimum doğru yapmaktan ziyade, konu hakkında bilgi sahibi olup doğru yanıtı bulabilmeye yönelik bir çalışma yöntemini takip etmek öğrencinin eğitiminin bir sonraki basamağı olan liseye de daha hazırlıklı olmasını sağlar. Konuya hakim olarak liseye başlamış öğrenciler önceki bilgileri üzerine lise konularını daha kolay ekleyebiliyor ve daha iyi bir başarı grafiği gösterebiliyorlar.
- Sınavda ilk hedefimiz başarı olmakla birlikte bunun yanındaki hedefimiz olan öğrenmeyi es geçmemek, bu basamağa yatırım yaparak, “Ben bu konuda bilgi sahibiyim ve bu konu hakkında sorulan herhangi bir soruya cevap verebilirim” diyebilmek sınav kaygısını azaltıcı bir faktör olacaktır.
KÜÇÜK MOLALAR DERS ÇALIŞMA ZAMANINI ÇALMASIN- Her ne kadar ufak tefek molalara ihtiyaç olsa da sınavın son aylarında her şeyden vazgeçmek tüm çaba ve emeklerin gözden çıkarılması anlamına geliyor. Bu dönemde çocuklarımız kendilerini ödüllendirmeli, küçük dinlenme kaçamakları yapmalı ve muhakkak zihinlerini rahatlatacak aktivitelere (spor, yürüyüş, sinema…v.b) yer vermeli. Fakat bu küçük ödül ve molalar, zamanın büyük bir kısmını almaya ve ders çalışma artık küçük bir mola kıvamına gelmeğe başladıysa bu noktada öğrencilerin hedeflerini tekrar hatırlamaları ve buna nasıl ulaşacağı konularını tekrar gözden geçirmeleri gerekiyor.
- Sınavda yapılan her bir değişikliğin her bir çocukta çok derin etkileri olduğu bir gerçek. Bu etkilerin sürekliliğini azaltmak adına sınava bir ay kala konulardaki eksiklerini tamamlamak, bilgi olarak kendilerini güçlendirmek günlük hedefler koyarak bu hedeflere ulaşacak şekilde ders programları yapmak oldukça etkili olacaktır.
AİLE DESTEĞİ ŞART- Sınav döneminde gerek ebeveynler gerek öğretmenler oldukça büyük beklenti ve kaygı ile yüz yüze kalıyor olsa da başarı ya da başarısızlık sonucuyla direkt yüzleşecek olan çocukları ve onların yaşadıklarını gözden kaçırmamak temel hedefimiz olmalı. Çocuklarımız sadece başarılı olurlarsa takdir ve sevgi görecekleri kaygısıyla değil, ne olursa olsun ailelerinin onları seveceği düşüncesi ile büyümelidir. Bu noktada da çocuklarımızın bu stresli ve yoğun döneminde ebeveynler ve öğretmenler manevi destekleriyle onların yanında olarak sürecin daha sağlıklı atlatılmasına yardımcı olmalılar.