Koray Varol Akademi, DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü iş birliğinde TEOG’a hazırlanan çocuklar ve ebeveynleri için İstanbul’da “Geleceği Şekillendiren TEOG için Motivasyonun Önemi” Konferansı düzenledi.
26-27 Nisan 2017 tarihlerinde gerçekleşecek Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) Sınavı’nın ikinci etabına sayılı günler kala Koray Varol Akademi, DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü iş birliğinde TEOG’a hazırlanan çocuklar ve ebeveynleri için İstanbul’da bir konferans düzenledi.
Koray Varol Akademi’nin Kurucusu, Eğitim Koçu ve Yayıncı Koray Varol’un ve DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı ve Uzman Klinik Psikolog Emre Konuk’un konuşmacı olarak yer aldığı “Geleceği Şekillendiren TEOG için Motivasyonun Önemi” Konferansı, 6 Mart’ta Hilton İstanbul Bosphorus, Convention Center’da gerçekleşti.
Yüzlerce öğrenci ve ebeveynin katıldığı konferansta Koray Varol; TEOG sınavlarına hazırlanan çocukların sınavlara doğru bir sistemle hazırlanmasını, özgüven ve motivasyonlarının arttırılmasının başarıdaki öneminden bahsetti.
Emre Konuk ise okul, sınav ve özellikle de ergenlik problemleri ile karşı karşıya kalan çocukların psikolojik anlamda nasıl desteklenmesi gerektiği, çocukların erken yaşta kariyer planlamasının önemi ve potansiyelleri konusunda farkındalık oluşturma gibi noktalara değinerek velilerin ve öğrencilerin bilinçlendirilmesini sağladı.
Verdiği konferansların sınav anını iyi yönetme konusunda öğrencilere büyük yarar sağladığını belirten Koray Varol, “Başarılı öğrencilerin en temel özellikleri arasında; dersi iyi dinleme, not tutma, anlamadığını sorma, soru çözerek pratik yapma ve belirli sıklıkla tekrar yapma yer alıyor. Başarı, yalnızca okulla veya öğrenci ile oluşabilecek bir şey değil. Başarı, ailenin destek ve yardımlarıyla öğrencinin kendini ileri taşıma sürecine destek olması ile gelişen bir şeydir. Motivasyon ise, öğrencinin kendi kendine daha iyiye gitme çabası içinde olmasıdır.
Aile bu noktada, öğrencinin yaptığı hareketler üzerinden motivasyon sistemini kurgulamaya çalışmalıdır.. Ebeveynler çocuklarına destek olurken ilk önce çocuklarının başarmalarını gerçekten istemeleri gerekir. Ardından buna dair bir karar almak, çocuğu yapabileceğine inandırmak, yapabilmesi için gerekli şartları kolaylaştırmak, küçük parçalarla yavaş yavaş öğrenmesini sağlamak, motive etmek ve çaba göstermelerini sağlamak gerekir” dedi.
Yeteneklerin erken dönemde fark ettirilmesi o alanda başarıyı, motivasyonu ve mutluluğu getirdiğini ifade eden Emre Konuk, “Anaokulundan başlayıp hayatın sonuna kadar devam eden bir süreç olan kariyer planlamasında öğrencilerin mesleki ilgileri, yetenekleri, kişilik özellikleri, akademik başarıları ve ailelerin kültürel özelliklerinin sentezlenmesi uygun meslek seçiminde önem taşıyor.
Son 10 senelik beyin araştırmaları, yeni bir yeteneğin 15 yaşından sonra geliştirilmesinin mümkün olmadığını söylüyor. Bu nedenle ailelerin çocuklarının erken yaşta yeteneklerimi belirlemeleri, çocukların yeteneklerini günlük yaşama yansıtmaları, yetenekli oldukları konu üzerine ağırlık vermeleri ve bu yeteneklerin geliştirilmesi konusunda destek olmaları gerekiyor. Bunun için anne ve baba olarak aile içi riskleri ortadan kaldırarak iyi bir ekip olunmalı, disiplin ve özgürlük dengesi iyi kurulmalıdır. Ayrıca aile-çocuk-okul iş birliği ve modern eğitimin çok önemli bir parçası olan rehberlik servislerinin öğrencilere destek olmada ve yönlendirmede etkileri oldukça büyüktür. Bu servisler, öğrencilere program oluştururken ya da görüş önerirken öğrencilerin ilgi, yetenek ve ihtiyaçlarına en uygun bir biçimde düzenlenmelidirler ” dedi.