26-27 Nisan'da gerçekleşen TEOG sınavının 2. Dönem sınav sorularını tam yaptığı açıklanan öğrenciler arasında Muş Vartolu Eda Beytaş'ın yanı sıra 6 Vartolu öğrenci daha var.
TEOG birincisi olduğu açıklanan Muş Vartolu Eda Beytaş, başarıda yalnız değil. Varto'da Eda gibi soruları hatasız yapan 6 öğrenci daha var. Dilan Çetun, Ayşenur Güneş, Dicle Tunç, Yasin Özçelik, Serhat Aslan ve Aleyna Yıldız, TEOG 2'nci dönem sınavında 120 sorunun tamamını hatasız yaparak önemli bir başarıya imza attı. Varto İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, internet sitesinde, "Varto'dan TEOG sınavında 7 Türkiye birinciliği" başlığıyla çocukları duyurdu. Sınav sonuçları ise resmi olarak haziranın ilk haftasında açıklanacak.
Gazete Habertürk'ten Ümran Avcı, çocukların yaşadığı köy ve mezralara gidip onların zorluklarla geçen hayatlarından çıkan başarı hikayelerinin izini sürdü. Vartolu öğrencilerin çoğu yoksulluk sınırında ve mezra ile köylerde yaşıyor. Kimi hafta sonları çobanlık yaparak, kimi evlere temizliğe giderek aileye destek oluyor. 3 aylık başarı bursu alanlarsa parayı babalarına veriyor. İmkansızlığı avantaja çeviren çocukların başarılarının altında yatan acı gerçekse şu cümlede gizli: "Burada hayat o kadar zor ki. Hayatımızı kurtarmak için tek şansımız okumak." İşte başarı çıtasını yükseğe taşıyan, yaşları 14-15 arasında değişen Vartolu çocukların hikayeleri...
ÇALIŞMA MASASI KOMŞUDANVarto Atatürk Ortaokulu'nda okuyan Dilan Çetun ve Dicle Tunç, hem sınıf hem de sıra arkadaşı. Dilan Çetun'un yüzde 75 görme kaybı ve böbrek hastası olan babası çalışmıyor. Annesi evlere temizliğe gidiyor. Hafta sonları annesi ile evlere temizliğe giden Dilan, komşularının verdiği çalışma masasında sınava hazırlandı. Annesinin anlatımıyla sobasız odada, bir battaniye altında gece 2'lere kadar çalıştı.
6 çocuklu Çetun Ailesi, Varto'ya Kutlugün Köyü mezrasından geldi. Eşyasız evleri Dilan'ın başarısı sayesinde döşendi. Tayinleri çıkan öğretmenlerin ilçeden ayrılırken bıraktığı koltuk ve sehpalar aileye verildi. Bursluluk sınavını kazanan Dilan'a, babasına verdiği 3 ayda bir 500 lira bağlandı. Bir komşusu da sınav öncesi masalı küçük kütüphaneyi Dilan'a hediye edince tamam oldu. Ama çalışma masası kapanmayan kapının hemen yanında olan Dilan'ın ayakları buz kesiyor.
Okula hiç gitmeyen anne Hüsna Çetun yaşını bilmiyor. Anne Çetun, "O kadar istiyorum ki kızım okusun" diyor. Baba Ekrem Çetun ise "Sadece 3 gün gittim okula. Çalışmak zorundaydım. Çobanlık, hayvancılık yaptım. Elektrik parası çok geliyor diye gece buzdolabının fişini çekip sabah takıyorum. Gözlerim dertten, kederden böyle oldu" diye ekliyor.
'ONLARA YARDIM İÇİN OKUMALIYIM'Dilan başarısını şöyle anlattı: "Gece 1'e hatta 2'ye kadar çalıştım. Dersleri iyi dinleyip evde de tekrar yaparsanız bu kalıcı oluyor. Alnımın akıyla çıktım sınavdan. Hedefimde, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi var. Hayalimse, haksızlığa ve adaletsizliğe dayanamadığım için savcı olmak... Doğu'da okumazsan, baban sana belli bir yaşa kadar bakacak, sonra seni alıp başkasına verecek. (Babasına bakıp "Kusura bakma baba" diyor) "Babamdan öyle bir şey beklemiyorum ama onun da işi yok, bize nasıl bakacak? Ben de hem anneme hem babama yardımcı olmak için okumak zorundaydım.."
'PALTOLARLA DERS YAPTIK'Varto 'nun Sazlıca Köyü Sazlıca Ortaokulu'nda okuyan Aleyna Yıldız ise hakim ya da savcı olmak istiyor. Çorap ve çamaşır satarak evini döndürmeye çalışan bir baba ile ev kadını annenin 4 çocuğundan biri. Aleyna geleceğini kurtarmak için tek çaresinin okumak olduğunu şöyle anlattı: "Burada koşullar çok kötü. Okul ısınmıyor. Kışın üstümüzde paltolarla ders yaptık. Türkçe öğretmenimiz, evindeki kömür sobasını sınıfa kurdu. Başka çaremiz yoktu. Hayvancılıkla uğraşan arkadaşlarım var. Tek dertleri, tek hayalleri okuyup daha güzel bir hayata kavuşmak."
Kış boyu her gün 6 dersin tamamına çalışacak şekilde program hazırladığını söyleyen Aleyna, geceleri başını dersten kaldırmadığını ekliyor. Kızının başarısını öğrenince gözyaşlarını tutamadığını anlatan anne Yasemen Yıldız, "Öyle güzel bir duygu ki tarifi yok. Aleyna okuldan geldiğinde bir görseydiniz içiniz sızlardı. Kitapları bile nemden sırılsıklamdı" dedi.
HALI ÜSTÜNDE ÇALIŞTISerhat Aslan'ın babası işsiz, yüzde 46 engeli var. Evde 7'si çocuk 9 nüfus. Eve giren para üç aydan üç aya verilen 1000 lira engelli maaşı. Bir de Serhat'a öğretmenlerinin verdiği cep harçlığı. Masası olmayan evde, halının üzerinde çalışarak olmazı oldurdu Serhat. Hiç konuşmuyor Serhat. Sorulara tek kelimelik yanıtlar veriyor. Kimi zaman, "Bilmiyorum" ya da "Karar vermedim" demekle yetiniyor. "Gereksiz yere konuşmaktan hoşlanmıyorum" deyip kesip atıyor. Yüzüne yerleşen öyle bir ifade var ki, tarifi zor. Annesi, "Bu evde Serhat'ın yataktan başka hiçbir şeyi yok" diye anlatıyor: "Yerde halı üzerinde çalıştı bütün kış" diyor. Babası ise, "Zar zor iki yardımcı kitap aldım, daha 54 lirayı ödeyemedim kırtasiyeye" diye konuşuyor.
Serhat ise hangi liseye gitmek istediğine, "Düşünmedim", hangi mesleği yapmak istiyorsun sorusuna da, "Kafamda bir meslek yok" demekle yetiniyor. En sevdiği dersin matematik olduğunu, sınava hazırlık sürecinde de ortalama bin 500 soru çözdüğünü söylemekle yetiniyor.
OKULUNUN BİRİNCİSİAyşenur Güneş'in annesi 15'inde gelin oldu, 16'sında da anne. Ayşenur ise annesinin gelin olduğu yaşta. Hedefi de doktor olmak. Cumhuriyet Ortaokulu'nda okuyan Ayşenur'un çalışma masasının üzerinde kağıttan yapılmış bir kelebek asılı, üzerinde de, "İzmir yolcusu kalmasın" yazıyor. Ayşenur, çiftçi bir baba ile ev kadını bir annenin 4 çocuğundan biri ve evin tek kızı. "Nereye gidersem gideyim döneceğim yer Varto olacak" diyor.
"İmkansızlıklar insanı daha azimli yapıyor" diye ekleyen Ayşenur, başarısını şöyle özetliyor: "Düzenli çalıştım. Rehberlik hocamdan yardım aldım. Tekrarın ardından testlerimi çözdüm. " Kızının en büyük destekçisi olan anne Kader Güneş (39), "Kızım istedi ve başardı. Dilerim bütün kızlar okusun ve ayakları üzerinde dursun" diyor.
HAFTA SONLARI ÇOBANLIK YAPIYORYasin Özçelik... Varto'nun Kalecik Köyü mezrasında yaşıyor. 8 kardeşiyle yaşadığı evinin yolu yok, evinde halı ve yer minderlerinden başka bir eşya yok. 8 yıldır Varto YİBO'da okuyor, hafta sonları çobanlık yapıyor.
Yasin, 2 kardeşiyle Varto YİBO'da yatılı okuyor. Babası Mehmet Özçelik (40) çoban, Annesi Münasip Özçelik (38) de ev kadını. Yasin hafta içi ders çalışııp, okul kütüphanesinden aldığı romanları okuyor. Hafta sonları ve yazın, sabah gün doğmadan hayvanları dağlara otlatmaya götürüp, akşam güneş battıktan sonra evine dönüyor. Yasin gencecik hayatını şöyle anlatıyor: "Buraların toprakları tarıma elverişli değil o yüzden hep hayvancılıkla uğraştık. Çocukluğumdan beri hayvanları çeviriyorum. Koyunlarla konuşuyorum, dertleşiyorum, şarkı türkü söylüyorum. Dağda insan bol bol hayal kuruyor. Kendimi üzerimde beyaz doktor gömleği, boynumda asılı duran steteskopla hayal ediyorum. Ama Varto'da tabii... Memleketimde hasta bakarken düşlüyorum kendimi. Hep tıbba yöneldim. Tek hayalim oldu doktorluk."
Baba Mehmet Özçelik, Yasin'in başarısını konuşurken gözleri parlıyor ve aynı cümleyi tekrarlıyor: "Yasin okuyup doktor olacak, bizi de kurtaracak."
DOKTOR OLACAKDicle Tunç, muhasebeci bir baba ile ev kadını bir annenin 3 kızının en büyüğü. Baba Hayrettin Tunç, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü mezunu. Lise mezunu anne Hidayet Tunç ise edebiyatla oldukça ilgili.
İlk sınavda 4 yanlış yapan, ikinci sınavı hatasız tamamlayan Dicle'nin ilk hedefi Malatya Fen Lisesi'ne gitmek. Hayali doktor olmak. Dilan'la yan yana oturan Dicle, başarısını şöyle anlatıyor: "Hocaları derste dinlemek çok önemli. Düzenli çalışıyordum, eksik konuları tekrar ediyordum. Bol bol test çözüyordum. Kaynak bulmakta zorlanmadım sağ olsun babam hep aldı. Son bir ay işi daha da sıkı tuttum. Gece 1'e kadar çalıştım."
Dicle, Malatya Fen Lisesi'ni tercih etmesinin nedenini de şöyle açıkladı: "Malatya, Doğu'daki fen liselerinin en iyisi. İstanbul'u düşünmüyorum. Orada çok akrabam var onlarla vakit geçirmek isterim bu da derslerimi aksatmama neden olabilir diye düşünüyorum."
KARDEŞİ GİBİ BAŞARILIVartol u Eda Beytaş, 120 soruya doğru cevap vererek Türkiye birincisi oldu. Eda'nın ablası Ezgi Beytaş da 2016 şampiyonu. Dağcılar Köyü Seyit Kamer mezrasından taşımalı eğitim sistemiyle Çaylar Köyü'ndeki Yatılı Bölge Ortaokulu'na giderek eğitim gören Ezgi Beytaş'ın tercihi Kocaeli Fen Lisesi olurken, Galatasaray Lisesi'ne girmeyi hedefleyen Eda Beytaş'ın hayali iç mimarlık veya doktorluk.